04 Şubat 2010

Suyun Gücü



Resim biraz x-rated mi oldu acaba?Neyse...

Bugün pek güzel bir gün geçirdiğimi söyleyemem.Dışarda günlük güneşlik hava varken 11 sayfa rapor yazdım.Rapora başlarken güneş vardı,bittiğinde hava simsiyahtı.

Ayçiçeği gibi bir insanım.Geceyi ve ayı ne kadar sevsemde günlük güneş ihtiyacımı alamazsam çekilmez birine dönüşüyorum.Bilen bilir.Lanet bişey oluyorum.

Gece de rapor biter bitmez oturup annemin ısrar etmesiyle MJ'in "This is it." filmini izledik.MJ'i görmeye pek dayanamıyorum,kötü hissediyorum,içimde bir şeyler acıyor.Bir kere başına oturunca kalkamıyorum gene de.

O gerek tarz,gerek düşünce,gerek ses,gerek hayal gücü anlamında kesinlikle idol olmak için yaratılmış.İzlerseniz anlayacaksınız ki o normal değil,muhteşem bir anormallik var her halinde.
İçimdeki sıkıntıya ve boğulmaya karşı koyamazken,bir dvdnin çizgilerinden onun işler yolunda gitmedikçe sakin sakin "All with love..." demesiyle öbür taraftan beni sakinleştirdi diyebilirim.

En sonunda da yıllar önce bir reiki masterın bana dediği şeyi yaptım.

"Eğer ki içinden kötü hisleri,düşünceleri,anıları,duyguları,sana kötülük getiren her ne varsa onu kendi iradenle atamıyorsan su iç.Yetmezse akan suyun altına gir.
Tüm o karanlığı alsın gitsin,hepsi aksın gitsin vücudundan."

Ben de öyle yaptım.Suya girip öylece durdum başımdan aşağıya dökülürken.
(Ama yukardaki resimdeki memeli ben değilim :D )
ve işe yaradı.

Lazım olduğunda suya karışmayı,ruhunuzu yıkamasına izin vermeyi herkese öneririm.
Yarına çok daha hazırım artık.

=)

"All with love."

03 Şubat 2010

The Ex Files 2 :"Wrath of The Eski Sevgili"

Öncelikle "The Ex-Files" postumu uzunluğuna rağmen okuduğunuz ve bir sürü yorum yazdığınız için teşekkürler.Bu post,saptamalarla dolu bir post olmayacak ama güleceksiniz bence =)
Yukardaki karikatür üstüne alınan tüm eski sevgililere(hepimiz birilerinin eski sevgilisi değilmiyiz ki?) hediyem olmakla beraber postumuzu tamamlayıcı bir özelliğe sahiptir.Aşağıdaki tüm herşey ise ekşisözlük'teki "eski sevgili" başlıklarının isimleridir.Hiç üşenmedim tek tek adı en güzel olanlarını seçtim.Çoğunun içeriği hakkında fikrim yok.
Her şey siz sevgili okurlarım için ama bunu yapmaya uğraşırken baya güldüm o ayrı :D
İçeriklerini okumak isterseniz sadece üstüne tıklayın =)

----

açılın ben eski sevgiliyim
aslında hangimiz eski sevgili degil ki
bir facebook profili olarak eski sevgili
askerlik yaparken eski sevgiliyle karşılaşmak
atmaya kıyılamayan eski sevgili
bim'de eski sevgiliyle sevişmek
ekşi sözlük eski sevgili itlaf ekibi (Lazım valla.)
eski sevgili çocuk bahcesinde (Ayşegül parkta gibi)
düğün pastasından eski sevgili çıkması
eski sevgili düğününde ağlayarak şakşuka oynamak (WTF?)
eski sevgili ile berber fil (O da güzel)
eski sevgili ile yumak olup sabaha pişman olmak (Olur öyle)
eski sevgili resimli tuvalet kağıdı (Girişimcilik örneği :D)
eski sevgiliden bonservis istemek (Prensipte anlaştık...)
eski sevgiliden hata mesajları almak (Bilgisayar mühendisidir o.)
eski sevgiliden yeni sevgiliye büyük meme eğilimi (Hmm...)
eski sevgililerden halay ekibi kurmak
eski sevgilinin ağzına lokum sokup ezan okumak (Muhahah..)
eski sevgilinin arkasındaki adamı çello zannetmek
eski sevgilinin dark side'a geçtiğini öğrenmek
eski sevgilinin dışkısını sodalı suda bekletmek (Mavi ekranı verdim.)
eski sevgilinin düğününde halaybaşı olmak (Yaparım bilirsin :D)
eski sevgilinin itfaiye haftasını kutlamak
eski sevgilinin memelerimi soran oldu mu demesi (???)
eski sevgilinin nazgul olması (LOL)
eski sevgilinin üstüne kolbastı ekibiyle taşınmak (Anlam veremedim ki.)
eski sevgilinizi getirin siz de kurtulun biz de (evet!)
eski sevgiliye cezve girmesi
eski sevgiliye likörlü minibüs zirvesi (Nası bi zirve bu?)
eski sevgiliye memelerini özledim diye mesaj atmak (Oeh)

Ve bitirirken tüm eski sevgililere Sezen Aksu'dan gelsin:

"Her ayrılık bir vurgun değmeyin yaşlarıma;
Benden selam söyleyin bütün aşklarıma =) "

hehehehe :)

02 Şubat 2010

Büyümek

Hep çocuk kalsak olmuyor mu?

Büyümek ne garip şey.Üstünüze yavaş yavaş bir sürü sorumluluk binmeye başlıyor.Yavaş yavaş büyümeye alıştırmıyor hayat sizi,alışmasanız da zorluyor.Bir gün bir şey yapmak zorunda kalıyorsunuz hiç istemediğiniz halde,diğer gün "-mış gibi" yapmanın güzelliği öğütleniyor.Ne kadar samimi görünerek "-mış gibi" yaparsanız o kadar güzelsiniz.Korkutucu.

Bilmiyorum fark ediyor musunuz ama büyüdükçe o çocuksu mutluluk ta kayboluyor yavaş yavaş.Hangi mutluluktan bahsettiğimi belki şöyle açıklayabilirim.
Düşünün ve orta okul yıllarını hatırlamaya çalışın,hani şu cuma gününün son dersi vardır ya,ertesinden bayrak töreni gelen.Onun bitmesine 5-10 dakika kalır hani.Yavaştan toplanmaya başlarsın.Hafiften bi heyecan olur.Aslında küçücüksündür yapacağın başka bir şey yoktur haftasonu öylece aileyle oturmaktan başka ama haftasonu 5 dakika uzağındadır ve mutlusundur.İşte o içi içine sığmayan,kalbin arada bir heyecanla atmasını sağlayan nedensiz mutluluktan bahsediyorum.
Bunun çeyreğine bile razıyım.Bir şeyler için içimin içime sığmamasına,iple çekmeye hasretim galiba.

Kenan Doğulu Rüzgar şarkısında "Bizim bayramı çocuklara devredeli,çok düşünür olduk.Bizim tarih eskidikçe çok kasılır olduk." diyor.Gerçekten de öyle.Kafamı bir şeylere takmamayı,bir şeyler için endişelenmemeyi istiyorum.Öyle zor ki.Yavaş yavaş yiyor insanı.Üstelik bu olayı anlattıklarınız da suçluyor sizi bu kadar endişelenip düşündüğünüz için.
İşte sanırım insan tam olarak bu raddede zengin koca bulup evlenip gitmeyi düşünüyor.
Herhalde her gün zengin kocama ne yemek yapacağımı bu kadar düşünmezdim.

Beni tanıyan bir sürü insan var bu blogu okuyan,biliyorum ki aklınızdan "Amaan sen de düşünüyorsan...Ben hayatımda böyle rahat insan görmedim." diye geçiriyorsunuz ama öyle işte.

Hem bir de şu var.Eskiden sizi sevenler severdi,sevmeyenler sevmezdi ve bunu kabullenirdiniz.Sevipte söyleyemedikleriniz,sizi sevipte söyleyemeyenler veya sevmediğiniz için sizi suçlayanlar yoktu.Yaşıtlarınız da minikti.Sevdiğiniz insana oyuncağınızı kullandırırdınız sevmediğinizin oyuncağını alıp camdan aşağıya atardınız mesela.

İşler büyüdükçe bedenler oyuncak oluyor.Sevdiğinizde sizden bedeninizi kullandırmanızı bekliyorlar ve karşınızdan siz de öyle bekliyorsunuz.Ola ki siz sevdiniz o sevmedi,bunun için suçluyor,belki de zorla sıkıştırıyorsunuz onu.Tersi de aynı şekilde.Sevince bedenini alamadığınızın kalbini,ruhunu almaya zorluyorsunuz.Parçalıyorsunuz bazen,hepsi olamazsa oyuncağın bir parçasını alayım diye.Hep haklı siz oluyorsunuz,hep haklı onlar oluyor.Ortak payda da buluşmak ise neredeyse imkansız.

Ha bir de rol meselesi var.Diplomatik olmak zorundasınız.Yolda görseniz üstüne kullandığınız peçeteyi atmayacak kadar düşük gördüğünüz insana tebessüm etmek,arkanızdan dediklerini bilseniz de yutmak zorundasınız zaman zaman.Hatta beraber çalışmak zorundasınız.Çünkü çıkarlarınız vardır karşılıklı.Ne kötü.Oysa ki çocuk olsak saçını çekip tekmeyi basardık...gerçi ona bile değmeyen inanlar var ama...Neyse...

Büyürken kırdığım,üzdüğüm,sevilipte sevemediğim,sevdiğim ve sevilmediğim için acı verdiğim herkesten aleni bir özürdür bu.Bugünden başlayıp ilk kırışıma kadar herkesten bir sürü özür dilerim.
Beni affedin.Sadece büyüyorum...

Aaa evet dostlarım(bkz. Bay J),bu günün buruk acımasız gerçekleriydi bunlar.
İtirazı olan?