04 Eylül 2009

Aşk-ı Memnu


Bildiğiniz gibi son zamanların popüler dizilerinden biri de Aşk-ı Memnu yani daha bir anlaşılabilen haliyle Yasak Aşk.Kendisi aslen Halit Ziya Uşaklıgil'in bir eseri olup son zamanlarda ismi adeta "Kim kimi götürüyor belli değil hacı."ya dönüşmüş durumda.

Ben de 3 ay boyunca beklediğim yeni sezonun ilk bölümünü izler izlemez hemen bir post yazayım istedim.

Dizinin özeti şu şekilde..

"Aşkı arayan bir aşk hikayesi...
Adnan, on bir yıl önce eşini kaybedince, sosyal hayattan uzaklaşıp köşküne çekilmiş, bütün ilgisini kızı Nihal ve oğlu Bülent’e vermiştir. Aile yadigâri emektarları, Nihal'in yarı Fransız dadısı ve hamiliğini yaptığı uzak akraba çocuğu Behlül ile İstanbul’un en önemli yalılarından birinde yaşayan Adnan Bey, yine İstanbul’un tanınmış ailelerinden Melih Bey takımından Firdevs Hanım’ın kızı Bihter’le yıllar sonra tekrar karşılaştıktan sonra, unuttuğu duyguları yeniden hatırlamaya, kış ortasında baharı filizlendirmeye başlar.
Firdevs Hanım çok hırslı bir kadındır. Kızlarıyla rekabet halindedir. Kocasının ani ölümü bile onu cemiyet hayatından uzaklaştıramamış, her önemli davetin en dikkat çekici yüzü olmaya devam etmiştir.
Bihter babasının ölümünden sorumlu tuttuğu annesine kin duymakta ve Firdevs Hanım’ın kızı olarak anılmaktan büyük utanç duymaktadır. Yalnızlığın ve hüznün içinde Adnan Bey’le karşılaştığında onun güvenli elini tutar ve yeni hayatına doğru yürümeye başlar.
Öte yandan Firdevs Hanım için de Adnan Bey en cazip eş adayıdır. Onu elde etmeye çalışırken kızı Bihter’le yolları kesişir ve anne kız arasında yıllarca sürecek büyük bir çatışma başlar.
Bihter, Adnan Bey’in köşkünde huzuru, güveni, mutluluğu ararken, tutkuyla tanışır. Behlül ve Bihter birbirlerine doğru sürüklenirler. Yasak aşkları bu ailedeki herkesi ayrı ayrı etkileyecektir. Masumiyet, ihanet bulutlarıyla gölgelenir. Tutku ve aşk sadakati esir alır"

Aşk-ı Memnu aslında diğer diziler gibi,çok dikkat çekmeyen,herkes tarafından bilinip hakkında konuşulmayan ama gene de dizinin yayınlanmasını sağlayacak kadar izleyici kitlesine sahip görece normal bir diziydi..Ta ki geçen sezon finaline kadar!

Bu sezon finalinde ünlü bir serada sevişme ve ardından muhtemel bir basılma durumu vardı ki dizinin tatilde olduğu yaklaşık 3 ay boyunca ne zaman Aşk-ı Memnu lafı açılsa izleyen izlemeyen herkesten "İyiymiş ya..hehe" ve türevi yorumlar geldi.Facebook'ta,Youtube'da izleyeni paylaşanı boldu.Diziyi bilmeyen,kimin tarafından basıldıklarını merak etmeyen kalmadı.

Tabii böyle bir sahnenin ayıplayanı da bol olsa da,kendim ve salyalarını toplayamayarak Behlül'ü izleyen bir grup arkadaşım adına söyleyebilirim ki biz mutluluk dolu bir biçimde bol bol izledik hehe =)

Merak edenler ve yeniden izlemek isteyenler için kendisi tam aşağıda..


Not: Bugünkü yeni bölümün ardından da izlemeyen herkes bana "Eee?..Kim görmüş" diye sordu.
Açıkçası ne yazık ki kimin gördüğü hala belli değil ama ben Firdevs Hanımdan yana kullanmak istiyorum oyumu

Sezonun İlk Bölümünden Dikkat Çekenler:

*Jenerik değişmiş.Eski siyah,beyaz,gri tonlu olan(bkz.postun en tepesindeki resim) yerine beyazlı sarılı,yeni resimlerin olduğu bir tane yapmışlar.Daha iyi mi daha kötü mü bilemedim açıkçası.En başta da "Kimin eli kimin poposunda belli değil" imajını pekiştiren bir grup fotografı var ki bana nedense Gossip Girl'ü hatırlattı.Gene de değişiklik iyidir tabii..
*Jenerik başındaki o acayip şekilde Twilight'ı hatırlatan "yasak elma" (bkz.gene en tepedeki resim) artık yok.İyi bişiy bu bence.
*Geçen sezonda kahramanlarımızı serada sevişirlerken ve ardından görülürlerken bırakmıştık.Bu sezonda da kaldığımız yerden devam ediyoruz fakat izleyiciler olarak bir yaşımıza daha girdik.
Biliyoruz ki bir insan korkudan bembeyaz kesilebilir,sararabilir hatta hafiften pembeleşebilir bile yüzü.Fakat korkudan kumral insanların bronzlaştığını,beyaz tenlilerin kıpkırmızı olduğunu,herkesin saçlarının uzadığını ve sarışınların saç renklerinin açıldığını biliyor muydunuz?
*Nebahat Çehre(Bihter'in annesi) muhteşem bir kadın.O nasıl bir yıllara meydan okumadır.Ajda Pekkan'dan yaşlı kendisi ama ondan güzel görünüyor.
*Yahu bu dizideki marka aksesuarlar,kıyafetler vs beni delirtecek.Bihter ve Nihal evde elbiseleriyle süslü avizeler gibi gezseler de,yarısını istiyorum o kıyafetlerin ve takıların.
*Bihter'in siyah küpesine bayıldım..SoChic bekle beni bebeyim..Ne kadar param varsa alıp sana gelip sermayeyi kediye yüklicem gene =)
* Kıvanç Tatlıtuğ'un omzunda "Only Allah can judge me!!"diye bir dövme var,gülücem ama mantıken o kadar komikte değil gibi..İlginç =)
*Kimin eli kimin nerelerinde anlamak için buraya tık.

02 Eylül 2009

Lament of The Highborne

Wow oynayan ya da World of Warcraft hikayesini bilen okuyucularımın (büyük ihtimalle)bildiği gibi,Lady Sylvanas ve bansheelerinin söylediği Lament of the Highborne(Highborne ağıtı) wow dünyasının en dokunaklı ses dosyalarından(of..rezilim ama bi açıdan da öyle..) biri.

Türkçeleştirmeye üşendim,çalmış gibi de olsun istemedim..Buyrun wowwiki den "Lament of the Highborne" 'un tarihi.

"Originally thought to be a lament to the Fall of Quel'Thalas, or possibly the Troll Wars, Lament of the Highborne is a tribute to both these events and more. The original song may have actually been in Darnassian, but given the similarities between it and Thalassian, this is probably a moot point. The original version is a Kaldorei song lamenting the losses during the War of the Ancients — a tribute to the members of the Kaldorei Resistance who fought against, and died by the claws of, the Burning Legion. Some 2,800 years ago, the words were altered (though the melody remained the same) to reflect the similar losses and courage found in the Troll Wars. The song (possibly modified slightly) rose to popularity in recent years, after the Fall of Quel'Thalas, again to honor the fallen of Quel'Thalas and those who persevered. Hence, the song is a dirge, not for just the high elves, but for all elves; Kaldorei, quel'dorei, and sin'dorei alike."

Bu ağıtı Horde'lar level 15 quest zinciriyle Lady Sylvanas'ın sesinden dinleyebiliyorlar.Kendini bildi bileli Alliance oynayan kullanıcılarımız ise(misal ben.) gerek youtube, gerekse chat bara
/script PlaySoundFile("Sound\\Music\\GlueScreenMusic\\BCCredits_Lament_of_the_Highborne.mp3")
yazarak dinleyebilirler.Bunun dışında bu ağıtın farklı (enstürmental) versiyonları Ghostlands ve Eversong Woods'ta duyulabilir.
Aynı zamanda "The Battle For Undercity" questi(event?) yapılırken de Lady Sylvanas bu ağıtı söylemeye başlıyor ve tüm playerlara buff veriyormuş.

Oyun içindeki orjinal Lady Sylvanas'ın sesi Vangie Gunn olsa da,ben bu versiyonunu daha çok sevdiğimden bunu paylaştım.Duyguyu Vangie Gunn'dan daha iyi verdiğini düşünüyorum bu hanım kızımızın.

Ayrıca orjinalinde bir koro(bansheeler =) ) ve orkestrayla söylendiğinin,bu kayıtta ise harp,davul,violin,seslendirme ve düzenlemeler dahil herşeyin sanatçıya yani Kate Covington'a ait olduğunu dikkate alın.
Görece amatör ama muhteşem..


Olur da "Kendimi banshee gibi hissediyorum,düet yapayım" veya "Darnassian,Thalassian anlamam ben,ne dendiğini anlıcam ağa,ya anama küfrediyolarsa?" dersiniz diye,sözleri ve çevirisi de aşağıda =)

Original Thalassian lyricsLoose English translation

Anar'alah, Anar'alah belore
Sin'dorei
Shindu fallah na
Sin'dorei
Anar'alah
Shindu Sin'dorei
Shindu fallah na
Sin'dorei
Anar'alah belore
Shindu Sin'dorei
Shindu fallah na
Sin'dorei
Anar'alah belore
Belore

By the light, by the light of the sun
Children of the blood
Our enemies are breaking through
Children of the blood
By the light
Failing children of the blood
They are breaking through
O' children of the blood
By the light of the sun
Failing children of the blood
They are breaking through
O' children of the blood
By the light of the sun
The sun


Not:Wowwiki'den alıntı ötesine geçilmiştir..Konuyla ilgili link için tıklayın.

Edit:Bu ağıtı dinleyip ağlayıp duruyorum,ya son günlerde kafayı yiyorum ya da "Bir Night Elf var benden içeri" geyiğim gerçekten doğruymuş =)