23 Temmuz 2010

Koku




"Güzelliği bulmak için yaşadı,onu saklamak için öldürdü."

Yukarıdaki resim Patrick Süskind'in sinemaya uyarlanan romanı "Koku" nun film afişlerinden birine aittir.Nedense aralarındaki en "seksi" afişi seçtim gözüme bu güzel gözüktü ama bu bir eroik film filan değil.Eğer izlemediyseniz,denk gelirseniz mutlaka izleyin veya daha iyisi okumayı seviyorsanız kitabını okuyun.Çünkü kokuları sözle anlatmak görüntüyle göstermekten bir nebze daha kolay ve ne kadar güzel aktarılmış olursa olsun kitaplar sinema filmlerinden daha doyurucu betimlemelere sahip oluyorlar.Ahenk bu kitaba on üzerinden 9,5 filme ise 7-8 falan verdi
o derece


Koku hafızası çok illet bir şeydir.Eğer burnunuz biraz hassassa ve insanları hatırladığınızda zihninizi azcık zorlarsanız veya hiç zorlamadan aklınıza o kişinin kokusu da geliyorsa neyden bahsettiğimi çok iyi anlamışsınızdır.
Bir insanı çeşitli sebeplerden dolayı bir şekilde hayatınızdan çıkarabilirsiniz,kendisi çıkabilir veya uzak diyarlarda,kolaylıkla göremeyeceğiniz yerlerde yaşıyor olabilir.Fakat o kişi nerede napıyor olursa olsun kendinizi muhteşem hissettiğiniz bir günde yanınızdan geçen insanın parfümü sizi bir anlığına o insana,yaşadığınız güzel anıların kollarına atar, geçer ve siz bunu engelleyemezsiniz.
Geriye kalansa yıldırım hızıyla kokunun kaynağını araştıran bir adet canı acıyan insan ve insanın içinde depreşen bir acı.
İsviçreli bilimadamlarına sormadan bu genellemeyi yapıyorum,genelde yakınımızda olan,kolaylıkla görebileceğimiz,çeşitli şekillerde bize acı vererek hayatımızdan çık(arıl)mamış insanların kokularıyla orada burada karşılaştığımızda bunu yine farkediyoruz ama fazla etkilemiyor.Diğeri insanın gözünü doldurtabilecek, o anki tüm ruh halini etkileyebilecek bir boyuta gelse bile,bu sadece "Ya ben bu kokuyu hatırlıyorum bi yerden ama?" düşüncesiyle sınırlı kalıyor.
Anlayacağınız,kokunun bağlandığı kişi sizinle ne kadar ve ne çeşitte anılara sahipse o kadar değişken oluyor üzerinizdeki yansımaları.
Bunun bir değişik versiyonu daha var.O da rüyalar.
Bazı insanlar rüya görmediklerini iddia ederler ama aslında rüyayı herkes görür.Eğer kahin filan değilseniz,geleceği görmüyorsanız rüyalarınızda,rüya beynin problemlerini bilinçaltında çözmeye çalışma eyleminin kişiye yansımasıdır çoğu zaman,bunu biliyoruz.

Rüya çok etkilidir.Çoktan aştığınızı sandığınız olayları,kişileri bir gece rüyanızda görüverirsiniz ve berbat bir ruh haliyle uyanırsınız.Peki,bu konuda biraz güvensizim çünkü benden başka kaç kişi rüyasında koku da duyar bilmiyorum, ama rüyalarınızda kokuları duyduğunuzda ne olur?
Aslında fiziksel bir farklılık yok.Kokular bu sefer yolda gördüğünüzde olduğu gibi "andırmaz" çünkü beyin deposundan direk o kişinin kokusunu çıkarmıştır.Yani sizin kokladığınız,mesela zar zor unuttuğunuz eski sevgilinizin parfümünü kullanan başka birinin kokusu değil direkman onun kokusudur.Bu yolda 2-3 snliğine birini anmaktan çok daha acı verici olsa gerek.
Duyular bakımından görüntü neyse koku da odur en nihayetinde ama duygusal bakımdan bir rüya,görüntü-dokunma-koku-duygu ne kadar birbirine kenetleniyorsa o kadar gerçekçi hissettirir.
Yani bir rüya ne kadar gerçekçiyse uyandığınızda o kadar mutlu veya o kadar hayal kırıklığı içinde hissedersiniz.
Bunu şimdiye kadar hiç hissetmemiş varsa gitsin uyusun lütfen.


Bilemiyorum koku hafızası sizde ne şekilde ve nasıl etki ediyor ama benim için ilk başta dediğim gibi koku hafızası çok illettir.Uyanık halimize sinir bozukluğu,rüyalarımıza çok fazla derinlik kazandırır.Bir nevi 2D filmle 3D film arasındaki fark gibi.
Hatta bu koku hafızası bende normalden biraz fazla mı güçlü acaba? diye düşünmekteyim.
Bunun seviyesini indirebileceğim bir yer bilen varsa haber versin =)

Hiç yorum yok: