27 Ekim 2009

Confessions of a Shopaholic


Geçenlerde bana çok yakın birileri tarafından alışveriş manyağı haline dönüştüğüm konusunda uyarıldım.Konu tam olarak benim gördüğüm herşeyi almamla alakalı değildi elbette ama almayı feci istemem ve vitrin gezmek ama çeşitli nedenlerden dolayı bir şey satın almamak anlamına gelen "window shopping" eylemini adeta bir saatlece sürüp gidebilen bir "internet explorer window shopping" haline getirmem ve bunun günlük alışkanlıklarımdan biri olmaya başlaması idi.

Bilimum moda dergilerine bakıp kombinlere dakikalarca kendi kendine ya da yanındaki biriyle kritik yapmak,fiyatlarına"Marka tamam anladıkta e oha ama bu kadar da verilmez" demek,gene de bu "pahalı" ve "para tuzağı" markaların bazılarını istisna olarak tutmak,ölmeden önce yapmazsam gözüm açık gidilecek bilmem kaç maddeye bi kaç Louboutin ayakkabı,Louis Vuitton çantalar ve Channel in ünlü çantalarından almayı eklemek gibi değişik eylemlerim olduğuna göre,sanırım ben bir shopaholic'im.(alışverişkolik)

Aşağıda okuyacaklarınız da itiraflarımdır:

1-Ne kadar "İşi gücü yok mu bunların?" bakışları atsam da bilimum defilelere koşarak giden orada kırmızı halı tepesinde boy boy fotoları olan,şu zengin kocaları sayesinde podyumda gördükleri herhangi bir elbiseyi hemencecik alıp ertesi güne giyebilecek "ikoncan"lardan biri olmak isterdim birkaç günlüğüne.Deli gibi merak ediyorum o yaşamı,o kafa hakkaten neyin kafası tecrübe ederek öğrenmek istiyorum.

2-İstinye park'a hayatımda hiç gitmedim ama NYC Fashion Avenue'da cesaretimi toplayıp daldığım ve müze geziyormuş edasında gezdiğim Louis Vuitton mağazasından edindiğim "Fakir turist,ne işin var burda!!" davranışından yola çıkarsam,orada hayranlık içinde bakınacağımdan ama anlamsız bi aşağılık duygusuna kapılarak McDonalds'a falan gireceğime eminim.

3-Annem,babam,arkadaşım farketmez,bir insan benim etrafımda belli bir süre kalırsa kıyafetlerin,aksesuarların sahte olup olmadığını anlamayı öğrenir.Öğrenmeyi bırakın bir süre sonra süslü püslü görünen hatunları ve erkek kişileri istemsizce süzer,üstlerini başlarını kendi kendine eleştirir,aksesuarlarının çakma olup olmadığını hemen anlarlar.

4-Bir zamanlar ne giydiğini zerre umursamayarak benimle takılmaya başlayan ama daha bugün bana gelipte "Haberlerde Valentino'yu gördüm Fashionable İstanbul'a gelmiş..Ne süper adamdı o öyle!Konuşabilmek isterdim onla." diyen,Louis Vuitton'un erkek koleksiyonunu merak eden,Tom Ford'u yer yer takdir eden ve ilerde Burberry'nin takım elbiselerinden almayı düşünen bir canavar yarattım ben! Evet ben yaptım! Gururluyum!

5-Bütün bu bayılıp ölmelerime rağmen,dolabım dolu olsa da gerçekten giyecek çok şeyim yok.Hayır bu klasik "Giycek hiç bi şeyim yooaaak" değil,sadece ben hiç bişeyi atamam veremem vs.Birikir durur artık giyemeyeceğim kıyafetler.Neyi bekliyolar bilmiyorum ben de.

6-Çanta hastasıyım.Milyonlarca alabilirim hepsini teker teker kullanabilirim hiç gocunmam.

7-Dolabımda 36'dan 42'ye kadar bissürü bedende bissürü zımbırtı var çok acayip.Dönüp dolaşıp sadece 3-4 tanesini giyiyorum o ayrı.

8-Bilgisayar Mühendisliği'ndeki kızların üstlerine başlarına ve kendilerine bakmamasını eleştirirdim hep.Geçen günlerde masmavi puantiyeli ve fiyonklu bir elbiseyle okula gelen bi kız gördüm,aynı renkte topuklu ayakkabıları vardı.İyi bir gelişme ama korkutucu olduğunu düşünüyorum.

9-Bir çantaya,desene,ayakkabıya veya kıyafet şekline bakarak o şeyin markasını ve hatta bazen eski sezon/yeni sezon olup olmadığını çat diye söyleyebilen insanların bir tek modayla ilgili amerikan filmlerinde olduğunu sanırdım.Bazen bunu benim de yapabildiğimi farkettim,kendimin de korkutucu olduğunu düşündüm.

10-Üstlerinde 10-15 bin TL'yi kıyafet halinde taşıyarak dolaşan ve insanların üstlerindeki markaların kişiliklerinden önemli olduğunu düşündükleri her hallerinden belli olan insanları görüyorum sağda solda.Üzülüyorum onlar için.Muhteşem bir insan özgüveniyle kombinleyerek pazardan alınmış 5 tl lik bir bluzle büyüleyici görünebilir ama kimse kişiliğindeki boşluğu "Made in bilmem neresi" marka bir trençkotla kapatamaz.

11-Bana inanmıyorsanız defilelerdeki kızlara bakın,onlar orada kişiliksiz ve yürüyen askılar.Aynı elbiseyi de bir galada bir film yıldızının üzerinde görün.Özgüvenin farkı orada.

12-İndirim sezonlarını severim.38 bedeni kalmış kıyafetlerle dolu bir indirim sezonunu daha çok sevebilirim.Hatta olabilecek en son indiriminde olursa tadından yenmez.

13-Küçükken Ceren'le beraber geleceklerimizle ilgili hayaller kurardık.Onun hayalini burada paylaşmıycam ama benim hayalimde bir gökdelenin bilmem kaçıncı katında camın önünde kocaman ve kenarında duran bir dal bambu bulunan bir masa ,deri koltuklar,güzel ve büyük bir ofis hayali vardı.Kıyafeti de es geçmemiştik.Giydiğim lacivert kalem etek ve ceket,nedense Chanel'den alınmıştı.Öyleydi.

14-Modayı iyi bilirim demem,diyemem..Bilmem çünkü.İnternet aleminde bilmem kaç milyon moda sitesi,forumu ve onlardan daha fazla moda blogu var.Benden daha iyi bilenlere saygı duyar teşekkür ederim.Kendilerini az çok takip ediyorum çünkü =)

15-DIY(Do it yourself) projelerini severim.Böyle beğenipte arşive attığım bissürüsü var ama küçük sökükler ve düğmeler dışında dikiş dikmeyi bilmediğimden,sadece uzaktan seviyorum.Bloggerlar,bunlardan bol bol yapın lütfen!En azından bakıp bakıp vay be insanlar neler yapıyor diyorum.

16-"Fashion" ile "Fashionable" ayrı şeylerdir."You are sooo fashion." ile "You are sooo fashionable." demekte ayrı şeylerdir.Biri modayı yaratan anlamına gelir yani modanın ne olduğunu ilk önce sen belirlersin millet bakar beğenir uygular,diğeri de "Bu sene lila modaymış,hadi lila giyinelim" demek gibi bişiydir.(O lila moda olan sene çok fenaydı yalnız..neyse) ve benim bu ve bunun gibi bildiğim bir sürü şey var.

17-Son olarak..İyi giyinen biri değilim,bunu biliyorum.Bunca senedir gotikten ciks e ve hatta hafiften ikoncana kadar içimden gelmeyen,denemediğim tarz kalmadı desem yeridir.Gene de uzuun yıllardır "Ahenk şunu giy,bunu giyme,kemik torbası olmuşsun kilo al,duba olmuşsun ver artık!! ,şu iğrenç şeyi giyme artık yeaaa veya bence sen şunlardan giyip deneyip bi bakmalısın bence süper durur sende" diyen eleştirel ama güzel insanlar var etrafımda."Hadi be git kendine bak çirkin mahluk!" falan diyip kırdıklarım olduysa affola.Beni sizler yarattınız ama son ürün iyi mi oldu kötü mü bilemem.





Bu bir "Rue Cambon",kendisi Chanel'in karton alışveriş torbalarının deri ve çanta hali.Bana şu anda verseler sevinerek kullanabilirim tabii,fiyatı $2525'cık.

Aşağıdaki de benim sahip olabileceğim halk işi güzel bir "Chanel Clutch",bedavaya geliyor sanırım bu =)



1 yorum:

Ece dedi ki...

yapiim sana o chanel clutchtan bebeem =))
ayrıca seninle yeterince takılmadııımdan mı ben hala insanların takılarını umursamıyorum dersin?=(((
bi de evet yıllarca cok cılgın tarzlardan tarzlara kostun ama bi seklde snde cok aykırı durmamayı başardılar =P mucu bayan chanel takılmlı hatun