15 Mart 2010

İnternetsiz Yaşam

Merhabalar,
Bir süredir yazamıyorum,çünkü izmirin ortasında,2 ayrı servis sağlayıcıya ait modemlerimi dizi dizi dizmişken ve biri 10mbps diğeri 8mbps iken yaklaşık 1 aydır ne yazık ki internetim yok.

Superonline'a kısa ve net bi biçimde,"Yerden göğe kadar size girsin." derken,TTNet'e daha bir sevgiyle yaklaşıyorum,en azından verdikleri modem wireless olmasına ve wireless kısmın "limited connectivity" zırvalarına rağmen ethernet kablosuyla beni internetle buluşturabildi.

Gerçi bilgisayarı kucağıma alıp antrede nete ne kadar uzun süre bağlanabilirim bilmiyorum ama...

Her neyse...

Bu bir internet-bağımlısının internetsizlikle imtihanıdır.
"Confessions of a Netholic"de diyebilirsiniz tabii...

Öncelikle ben bir bilgisayar mühendisi adayıyım ve bilimum ödev vs. yapılması gerektiğinde bazen bilisayarımın nete bağlanması bile bana yetmiyor.İstiyorum ki kıçıma başıma wireless modem kartı takayım,direk bana bağlansın net,bilgisayarla uğraşmıyım hiç.Düşünce hızımla makale(essay) ve bilimum power point sunuları yazma hızım bir olsun.Güzel olurdu...Tabii bu "beterin beteri" olan 1 aylık yokluktan önceydi.Şimdi internete girebilmek için okula gitmek ve bağlantısı olan bilgisayarlara sahip 2 sınıfın kapılarının kitli olmamasını ve ders olmamasını dilemek zorundayım.

Onun dışında farkettim ki özel hayatımda herşey internetle yürüyormuş.
Mesela son 1 aydır bayağı bir yalnız kaldım.Ana nedeni arkadaşlarımın genelde "Remote Friend"
(remote friend fiziksel olarak orda var olmayan,bilimum teknolojik aygıtlarla ulaşabildiğiniz insanlar.Bir anlamda çok gelişmiş bot bile olabilirler =) ) olması.MSN,fbook,twitter dışında pek iletişim kurmayan kişileriz biz.
Gerçi 1 ay öncesine kadar saatlerce tek bi msn penceresinde muhabbet bitemiyordu ama...
Ah neyse...

Tabii aynı şekilde bilimum sosyal olaylara ve insan içine de karışmam zorlaştı.Çünkü ne yazık ki her şey "mailbox" ve "facebook event system" üzerinden yürüyor,dolayısıyla ben bir buluşma olduğunu bile ya bir iki gün sonra,ya da buluşmaya 10- saat kala öğrenebiliyorum.Bir de tabii sitemkar tavırlar var,mail attık görmedin mi bilmem ne..

(Bu kısmı lütfen Bay J ses tonu ve vurgusuyla okuyun...)
Ah,Tanrı aşkına nete bile giremiyorum!!Haberim bile olmayan lanet organizasyonunuzda nasıl orda olabilirdim ki?

Aynı şey benim hayatımın 23 saatini bilgisayar başında 22 saat 30 dakikamı mailboxımı kontrol ederek geçirdiğimi sanan hocalar için de geçerli.Misal:
"-Ben mail atmıştım bu konuyla ilgili dün.Sunuları printletip getirmenizi de söylemiştim.
-????? Ama...ama..."
vs. vs. vs.

Gene de günahlarını almıyım,bizim zamanımızda,yani takribi 1 ay öncesinde olsaydım muhtemelen zamnında görürdüm o tarz mailleri =)


Getirileri yok mu,tabii ki var.

Bir ayımın ilk haftası bilimum müşteri hizmetleri hatlarının telefonlarını çaldırmakla ve orda çalışan kişilerle muhabbet etmekle geçti.Gene de tebrik ediyorum ne superonline ne de ttnette aynı kişiye bi kere daha rastlayamadım...Bir sürü kişi çalıştırıyor olmalılar.
Geçen sene Nokia ile problemim olduğunda günde 17634293 kere ararken favori call center çalışanım bile vardı.Ceren Hanım,olur da denk gelirseniz selam =)
Artık bir sürü call center elemanı tanıyorum.Bir anlamda sosyalleşme =)

İkinci haftadan itibaren kendimi TV'ye adadım.Sonuçta ev hanımları internet kullanmaktan çok abuk subuk programlar izliyor,dolayısıyla "aptal küçük kutu" eğlendiriyor olmalı

.Konuyla ilgili bir kaç yorumum hemen geliyor:
*Müge Anlı diye eskiden magazin programları yapan bi kadın var tam kahvaltı saatimde cinayet çözüyor çok acayip.Gerçi benim boğazıma diziliyor kahvaltı ederken onu izlemek o yüzden bakamadım pek ama bence yakında öldürürler onu.
*Rüyalarınız Hayrolsun diye bi program var,Okan Bayülgen'den bilirsiniz belki.O daha da acayip.Bi kere görmeniz lazım.
*Ayşenur Yazıcı'nın(ana haber bülteni sunuculuğundan nereye..) bi programı var digiturk kanallarının birinde,"çocuk geçen böceğe yan yan bakıyeeedi." desem belki hatırlarsınız.Hah,o program aslında o kdr eğlenceli değilmiş.Bayık.
*Haydar Dümen programı aradım her yerlerde ama bulamadım =)
*Gene de en çekilebilir olanı Show Plustaki bilimum Ellen deGeneres(doğru mu yazdım?) Show,Oprah,Late Night with bıdı bıdı.. ve bilimum "The Bachelor","Make me a Supermodel" tarzı showlar.En çok beğendiklerim ise "Queer Eye for The Straight Guy" ve "True Beauty".
*Bir ara filmlere de sarayım dedim ama DVDlere para yetiştiremediğim ve internet olmadığından dolayı korsan korsan indirmediğim için kaldı o =)Yine de güzel bir kaç film izledim.
*Dizilere sarmadık mı,sardık tabii.Aşk-ı Memnu ve Hanımın Çiftliği konusunda bilimum fikir teattilerine rahatlıkla girebilirim.Artık herbişeyi biliyorum çünkü o saatlerde yapacak başka bir şeyim yok =)
*Yabancı dizilerden ise, Desperate Housewives,The Tudors ve Cold Case'i baya izliyorum.Saatlerini ezbere bilmesem de,cnbc-e'de sürekli denk geldiğim diziler.
*Friends'in ve Sex and The City'nin tüm sezonlarının ise harici hard diskimde bulunduğunu dün akşam hatırladım/keşfettim.Onlara daldım.Biter heralde yakında onlar da.Friends gibi bir arkadaş grubumum olması için çok acayip şeyler yapabilirim.Çok özeniyorum.

Son 2 haftadır ise deliler gibi kitap okuyorum.2 hafta,5 kitap.Kısalardan sıkılıp kendini kitap sanan tuğlalara sardırmış durumdayım.Şu anda Gregory David Roberts'in Shantaram isimli romanını okumaktayım.Belki bir alıntı yazarım buraya da.
Ondan önce Şeytan'ın İncili isimli bir gerilim romanı okuyordum.Tam Dan Brown tadında,öneririm.Özellikle bilimum toplu taşıma araçlarında kapağındaki kocaman "Şeytanın İncili" yazısını göstere göstere okuyup arada etrafa garip bakışlar atarsanız yolculuğunuz hiç sıkışık geçmiyor.He he he he =)

Söylemeden geçemeyeceğim,son bir ayda 28276934 tane dergi aldım.Vogue Türkiye'yi de koşarak gittim aldım tabii.Hayal kırıklığına uğramadığım gibi ilk günden bitirmediğim tarihimdeki ilk dergi galiba o.
Gerçekten çok sevdim.Bu kısımda annemden bir alıntı yapmak istiyorum
Quote:

"Ya bunlar çok güzeel.Hepsini istiyorum! Hepsini!Resmen insanı tüm parasını harcamaya davet ediyorlar.
-Ahenk'in Annesi
(Ortalama bir anne sözü değil,biliyorum.Annem de tüm anneler gibi değil zaten =) Şimdi neden böyle bi garip bi insan olduğumu anlamışsınızdır.Annem ve babam,hatta tüm ailem,biraz ilginç insanlardır.Yine de babanemle tanışana kadar bekleyin bence. )


Geldik sonuca,
Kitap ve film önerilerine açığım.Bestsellerları ve kişisel gelişim kitaplarını severim.
Filmlerden ise bilimum chick flickler ve komediler tercihimdir.Müzikallerin uyarlamaları da olur.
ve internetsiz kaldığım bu dönem içinde en çok blogumu özledim.
=)


Hiç yorum yok: